ZEYTİN DÜNYASINA HOŞGELDİNİZ
ÜRÜNLERİMİZ TAMAMEN DOĞALDIR

Anasayfa
Hakkımızda
Ürünlerimiz
Zeytinyağının Tarihçesi
Kutsal Kitaplarda Zeytin
Sağlık İçin Zeytinyağı
Kansere Karşı Zeytinyağı
zellik İçin Zeytinyağı
Taş Sistem Zeytinyağı
Zeytinyağı Sabunları
Zeytinyağlı Yemekler

Bunları
Biliyor musunuz?

Sipariş
Bize Ulaşın
Önerileriniz

 

TAŞ SİSTEM ZEYTİNYAĞI

Akdeniz uygarlığının sembolü olan zeytin ağacı, tarih boyunca bu bölgede kurulan tüm uygarlıkların temelini oluşturmuştur.
Zeytinin anavatanının ve gen merkezinin Güneydoğu Anadolu olduğu eskiden beri bilinmektedir. Son yıllardaki çalışmalarda Hatay, Kahramanmaraş ve Mardin şeridinde zeytin ağacının en alt türüne rastlanılmış olması bu yargıyı kesinleştirmektedir. Güneydoğu Anadolu' da ilk yerleşimini tamamlayan zeytin, Batı Anadolu' ya ve oradan da Ege adaları yolu ile Yunanistan, İtalya, Fransa ve İspanya' ya kadar uzanmıştır. Sicilya yolu ile Kuzey Afrika' ya sıçrayan zeytin, Güneydoğu Anadolu' dan çıkarak Suriye ve Mısır üzerinden ilerleyen ikinci kol ile birleşmiş ve böylece Akdeniz' in tüm güney kıyılarına yayılmıştır. Bir üçüncü kol da Irak ve İran üzerinden Afganistan ve Pakistan' a kadar ilerlemiştir. XVI. Yüzyılda İspanyollar tarafından Güney ve Kuzey Amerika' ya götürülmesi ile zeytinin dünyadaki yayılışı tamamlanmıştır.
Zeytin yetiştiriciliğinin ilk insanlarla birlikte başladığı kabul edilmekte ve "Zeytin bütün ağaçların ilkidir." denilmektedir. Zeytinin, insanlık tarihindeki önemine tüm kutsal kitaplarda, yaradılış ve kuruluş efsanelerinde yer verilmektedir. Arkeolojik ve jeolojik buluntular da zeytinin M.Ö. 6000 yılından beri kullanıldığını göstermektedir.
Zeytinden yağ elde edilmesinde kullanılan ilk yöntem, zeytinlerin önce ayakla ezilmesi ve sıcak su ile yağının alınması şeklinde olmuştur. Bugün için dünya üstünde bulunmuş en eski zeytinyağı tesisi, M.Ö. 6. Yüzyıla aittir ve İzmir' in Urla ilçesi yakınlarındaki antik Klazomenai kentinde bulunmaktadır. Daha sonraları Romalılar zeytinin iki taş arasında ezilmesine dayanan yöntemi bulmuşlardır. İlk zamanlarda taşın dönmesi insanlar tarafından sağlanırken, daha sonra bu iş için hayvan gücünden yararlanılmıştır. Zamanla, ezilen zeytin hamurunun sıkıştırılması için Arşimet vidasının döndürülmesi ile oluşturulan basınçtan faydalanılmıştır. Mengene tabir edilen bu usul günümüzde de halen kullanılmaktadır. XIX. Yüzyılda buharın kullanılmaya başlaması ile zeytinyağı sanayiinde yeni bir döneme girişilmiş ve daha yüksek basınçla daha fazla zeytin işleme olanağı doğmuştur. Bu iş için kullanılan hidrolik presler teknolojik gelişmelere paralel olarak dizel motoru ve elektrikle çalışabilecek biçimde geliştirilmiş ve zamanla günümüzde kullanılan en modern sistem olan kontinü tesislere dek gelinmiştir.
Zeytinyağı bu süreç boyunca Akdeniz insanının önemli bir gıdası olması yanı sıra, Akdeniz ticaretinin de temelini oluşturmuş ve sadece bir besin maddesi olarak değil aynı zamanda ışık kaynağı, sağlık ve güzellik iksiri olarak da kullanılmıştır.

 

TAŞ SİSTEM ZEYTİNYAĞIMIN SIRRI BURADA


İyi bir zeytinyağı için zeytinler henüz bütünüyle olgunlaşmadan toplanıp derhal fabrikaya ulaştırılıyor. Zeytinlerin bozulup meyvemsi tadını yitirmemesi için bu şart. Zeytinlerin hamur haline getirildiği değirmenler, dev silindir granit taşlar zeytinleri pelte kıvamına gelinceye kadar eziyor. Ezilme işleminin ne kadar devam edeceğini baskı ustası göz, el ve dil kararı ile belirliyor. Değirmen taşları dönerken ezilen zeytinler hava ile temas ediyor. Bu aşama çok önemli, belki de kontinü sistem denilen modern santrifüj teknolojisi ile üretilen zeytinyağları ile geleneksel zeytinyağı arasındaki lezzet farkının sırrı da tam bu noktada gizli.

Hamur haline gelmiş zeytinler yassı torbalara doldurulup üst üste yığılıyor. İşte bu noktada en doğal haliyle zeytinyağı kendini bırakmaya başlıyor. Her ne kadar bu konuda bir kavram karmaşası yaratılmış olsa da gerçek 'sızma' işte bu yağ. Zeytin hamuru dolu torbaların hidrolik preste sıkılması bir sonraki işlem. Makbul olan yağ ilk baskıda, sıcak suya maruz kalmadan üretiliyor. Daha sonra aynı zeytin hamuru sıcak su verilerek iki kez daha sıkılıyor fakat bu işlemler sonucu elde edilen yağ nefasetini önemli ölçüde yitirmiş oluyor. Sıkılma sonunda akan sıvı pulima tabir edilen haznelerde bekletiliyor ve zeytinyağının karasulardan ayrışması sağlanıyor. Bu süreçte zeytinyağı kendiliğinden yukarı çıkıp karasuları altta bırakıyor